Yazarı : Jean-Christophe Grange
Yayınevi : Doğan Kitapçılık
Çeviren : Ali Cevat Akkoyunlu
Basım Yılı : 2002
Sayfa Sayısı : 358 Sayfa
Louise Antioche, 32 yaşında, tarih ve felsefe üzerine eğitim almış ve doktorasını tamamlamış birisidir. Annesi, babası ve abisini bir trafik kazasında kaybettikten sonra, Georges ve Nelly Braesler adlı bir diplomat çift tarafından büyütülmüştür.
Louise, doktorasını tamamladıktan sonra gerçek hayata atılmak ister. Diplomat ailesi, arkadaşları Max Böhm adlı bir kuş bilimciye, Louise’in geçmişinden ve isteğinden bahsederek, araştırmalarında yardımcı olmak amacıyla oğullarını tavsiye ederler. Max Böhm, çok uzun yıllardır leyleklerle ilgili araştırmalar yapmakta ve özellikle leyleklerin göç yollarını incelemektedir. Louise ile görüşen Max Böhm, ondan leyleklerin göç yollarını takip etmesini istediğini belirtir. Bu işle ilgili tüm masraflar ise ALKD adlı bir dernek tarafından karşılanacaktır. Her yıl düzenli olarak göç yollarını takip eden leyleklerden bir bölümü o yıl gelmemiştir. Max Böhm, Louise’den bu olayın sebebini öğrenmesini istemektedir. Max Böhm ve Louise, yolculuk öncesinde ayrıntıları tekrar görüşmek üzere ayrılırlar.
Yolculuk ile ilgili ayrıntıları öğrenmek üzere Max’ın evine giden Louise, kuş bilimciyi evinin çatısındaki leylek yuvasında ölü olarak bulur. Max Böhm’ün vücudunun bir bölümü leylekler tarafından yenmiştir.
Bu tuhaf ölümü Müfettiş Dumaz inceleyecektir. Ölüm sebebinin cinayet mi kalp krizi mi olduğunu çözebilmek için kalp cerrahı Catherine Warel tarafından bir otopsi yapılır. Otopsi sonucu oldukça şaşırtıcıdır. Max Böhm geçmişte bir kalp nakli ameliyatı geçirmiştir. Fakat ilginç olan nakledilen kalbin vücuda çok fazla uyumlu olmasıdır. Sanki vücudun zaten var olan bir organı gibidir. Catherine, o bölgede böyle bir ameliyatı yapabilecek bir doktor bulunmadığını, ameliyatın farklı bir yerde yapıldığını düşünmektedir. Otopsi sonucunu öğrenen Louise, kuş bilimcinin evine gider. Louise evde yaptığı araştırmada, leyleklerle ilgili bir çok dosya bulur. Fakat bir de evin merdiven basamağında gizlenmiş iki zarf bulmuştur. Bu zarflardan birinde Max Böhm, karısı ve oğlunun bulunduğu bir aile fotoğrafı ve kime ait olduğu belli olmayan ve göğüs bölgesini gösteren bir röntgen filmi bulur. Diğer zarf ise çok şaşırtıcıdır ve Louise dehşete kapılır. Zarfta, kesilmiş vücut parçalarının ve kan izlerinin bulunduğu bir odaya ait fotoğraflar vardır. Bu zarflardan Müfettişe bahsetmez. Louise leyleklerin göç yollarını incelemek amacıyla çıkacağı yolculuktan vazgeçer. Fakat müfettiş olayı aydınlatmak için Louise’den yolculuğu yapmasını ister. Louise bu teklifi kbul eder ve yolculuğa başlar.
Louise’nin Max Böhm’den aldığı bilgilere göre ilk durağı Lozan ve Viyana’dır. Buradan Bratislava’ya geçer. Burada kuş bilimci Joro Grybinski ile görüşür. Fakat kuş bilimcinin Louise’den önce iki ziyaretçisi daha olmuş ve leylekler hakkında sorular sormuşlardır. Bu sırada Müfettiş Dumaz da araştırmalarına devam etmekte ve faks ile Louise’ye araştırmaları hakkında bilgiler ulaştırmaktadır. Müfettiş, Max Böhm’ün iş için gittiği Afrika’da elmas kaçakçılığına bulaştığını ve bir servet sahibi olduğunu tespit etmiştir. Louise’in bir sonraki durağı Sofya’dır. Burada da kendisini sürprizler beklemektedir. Sofya’da Marcel Minaus ile buluşur. Louise’nin asıl görüşeceği kişi olan Rayko ise öldürülmüştür. Bölgede çok sevilen çingene doktor Milan Curiç tarafından otopsi yapılır ve Rayko’nun daha ölmeden kalbinin çıkartıldığını tespit eder. Sofya’dan ayrılmaya karar veren Louise, kendisine yardımcı olan Marcel ve Marcel’in sevgilisi ile birlikte Sofya Garıında iken, Marcel ve sevgilisi öldürür. Louise katillerin peşine düşer ve ikisini de öldürür. Louise önce İstanbul’a, buradan da İzmir üzerinden Rodos’a geçer.
Louise’nin yeni durağı İsrail’dir. İsrail’de buluşacağı kişi ise Beytşan’da, yaralı leylekleri tedavi etmekle uğraşan İdo Gabor’dur. Fakat İdo öldürülmüştür. İdo’nun kız kardeşi Sarah ile görüşür. Sarah Louise’ye İdo’nun çalışmalarından bahseder. Louise Sarah’ın anlattıklarından çok önemli bir bilgiye ulaşır. Leylekler, ayaklarına küçük bir şerit bağlanarak elmas kaçakçılığında kurye olarak kullanılmaktadır. Louise bu durumdan Sarah’a da bahseder. Fakat bu arada Sarah ortadan kaybolmuştur. Louise İsrail’de de saldırıya uğrar ve yaralanır. Bir kampta, Tek Dünya adlı bir örgüte mensup İsviçre’li doktor Christian Lodemberg tarafından tedavi edilir. Tek Dünya örgütü uluslararası bir yardım kuruluşudur ve ücretsiz sağlık hizmetleri vermektedir.
Louise, yolculuğuna Afrika üzerinden devam etmeye karar verir. Elmas kaçakçılığının kaynağının Afrika olduğunu düşünmektedir. Çad’ın başkenti N’Djamena’ya gelir ve bir otele yerleşir. Otel yöneticisine Pigmeler hakkında araştırma yaptığını söyler ve bilgi almak ister. Pigmeler elmas madenlerinde çalışmaktadırlar. Bu sayede elmas kaçakçılığı hakkında bir şeyler öğrenebileceğini düşünmektedir. Louise bir rehber eşliğinde Pigmelerin çalıştığı elmas madenlerinin bulunduğu bölgeye gider. Bölgedeki elmas madenleri Otto Kiefer adında gaddar birisi tarafından yönetilmektedir. Max Böhm de bir dönem burada çalışmıştır. Bu bölge aynı zamanda leyleklerin göç yolculuğuna başladıkları yerdir. Louise kalp nakli ameliyatları ile ilgili araştırmalar da yapar ve bu bölgede ilk kalp nakli yapan doktor ile ilgili bilgilere ulaşır. Kalp naklî ameliyatları ile ilgili olarak çok önemli bilgiler edinmiştir. Nakil için en önemli husus uygun bir verici bulmaktır. Bunun için en iyi çözüm bir kardeş ya da yakın akrabadan nâkil yapılmasıdır. Louise’nin elde ettiği bilgilere göre Max Böhm bir kalp hastasıdır ve Afrika’da kaldığı süre içerisinde Fransız bir doktor tarafından tedavi edilmiştir. Max Böhm’ün tedavisi ile ilgili dosyalara ulaşabilmek amacıyla, tedavi gördüğü hastaneye gider. Hastanede Max’in oğluna ait dosyayı bulur. Max’in oğlu karaciğer hastasıdır ve uzun süre tedavi görmüştür, 1977 yılında ise ölmüştür. Louise çocuğun otopsisini yapan doktoru bulur ve çarpıcı bir sonuca ulaşır. Çocuğun göğsü yarılarak kalbi çıkartılmıştır.
Louise rehberi Gabriel ile birlikte elmas madenlerine gitmek için yola çıkar. Bu sırada Gabriel’in kabilesinde on beş yaşında bir kız çocuğu, vücudu kesilerek öldürülmüştür. Louise kızın cesedinin bulunduğu köye gider ve burada hemşire Pascale ile görüşür. Hemşire Pascale’nin çalıştığı klinik Tek Dünya örgütüne aittir. Louise, kızın cesedine otopsi yapılmasını sağlar. Sonuç Louise için şaşırtıcı olmamıştır. Kızın kalbî, diğer cinayetlerdeki gibi, kız daha canlı iken çıkartılmıştır.
Louise elmas madenlerinde Otto Kiefer ile görüşür. Kiefer çok hastadır ve Louise’e her şeyi anlatır. Max Böhm’ün leylekler aracılığı ile elmas kaçakçılığı yaptığını, ayrıca Max’in kalp krizi sonucu ölmek üzere iken, zaten hasta olan oğlunun kalbinin alınarak tedavi edildiğini anlatır.
Yolculuğunun sona ermesiyle Paris’e dönen Louise’i burada da sürprizler beklemektedir. Müfettiş Dumaz, elmas borsasında Sarah Gabor adlı İsrail’li bir kadın tarafından öldürülmüştür. Louise, Max Böhm’ün otopsisini yapan Catherine ile görüşür ve çok ilginç bilgiler öğrenir. Catherine, Max Böhm’e yapılan kalp naklini merak etmiş ve ameliyatı kimin yapmış olabileceğini araştırmıştır. Ulaştığı isimlerden en önemlisi ise, 1960 yılında insana maymun kalbi takarak ilk kalp naklini gerçekleştiren Fransız cerrah Pierre Senicier’dir. Fakat Senicier, 1965 yılında, yılbaşı gecesi ailesiyle birlikte öldürülmüştür. Max Böhm’ün kalp naklî ameliyatı ise 1977 yılında yapılmıştır.
Louise döndükten sonra annesini de görmeye gider. Annesi Nelly o yokken evine telefon etmiş ve mesaj bırakmıştır, sesi çok endişelidir. Sürprizler Louise’nin peşini bir türlü bırakmaz. Annesi Louise’ye, geçmişte yaşanan her şeyi anlatır. Louise’nin annesi Nelly’nin yakın bir arkadaşı olan Marie-Anne, Pierre Senicier ile evlenir. Marie-Anne, Nelly’e gönderdiği mektuplarda kocası ile ilgili korkunç hikayeler anlatmaktadır. İki oğulları olmuştur. Fakat büyük oğlu bir intihar girişiminde bulunmuş ve kalbinde tedavisi olmayan bir hastalık meydana gelmiştir. Pierre Senicier, oğlunu yaşatabilmek için her yolu denemektedir. Küçük oğlunu hiç sevmemektedir. Bu sırada aile Orta Afrika’dadır ve bir yılbaşı gecesi evleri hapishaneden kaçan mahkumlar tarafından ateşe verilir. Bu olayda aileden herkesin öldüğü haberi yayılmış, ama gerçekte kimse ölmemiştir. Marie-Anne küçük oğlunu Nelly ve kocası Georges’e verir. Fakat kimsenin onu bulamaması için iki elini de ateşe sokar. Böylece çocuğun hayatı boyunca hiç parmak izi olmayacaktır. Marie-Anne kocasına küçük oğlunun yangında öldüğünü söyler. Çünkü adam, büyük oğlunu yaşatmak için, küçük oğlunun kalbinin büyüğe nakledilmesini düşünmektedir. Aile yangın olayından sonra isim değiştirerek başka bir yere yerleşir.
Diplomat aileye verilen bu çocuk Louise’dir. Pierre Senicier ise babası. Senicer’in yeni adı ise Pierre Doisneau’dur ve Tek Dünya örgütünün kurucusudur. Seniceir bu örgütü, oğluna en uygun kalp dokusunu bulmak için kurmuş ve dünyanın her tarafında örgütlenmesini sağlamıştır. Louise ailesinin halen Hindistan’da olduğunu da öğrenir ve Hindistan’a gider. Burada babasıyla görüşür ve annesinin de yardımıyla babasını öldürür. Fakat babasıyla mücadelesi sırasında annesi ve ağabeyi de ölür. Louise adeta bir mezbaha görünümünde olan evi ve laboratuarı ateşe verir ve her şey sona erer.
1 yorum:
Böyle olağan üstü bir kitabın nasıl olurda güzel bir yorumu olmaz diye yazdım bu yorumu, kitap gerçekten de harika ötesi.
Yorum Gönder