Koku

Yazarı : Patrick Suskind
Yayınevi : Can Yayınları
Basım Yılı : 1998


Rue Aux Fers’de bir balıkçı tezgahının yanında, bir kadın beşinci çocuğunu dünyaya getirir. Jean Babtiste Granouille diğer dört çocuk gibi aynı yerde doğmuştur. Granouille manastır tarafından bir sütanneye verilir. Annesi de diğer dört çocuğunun bu şekilde ölmesine neden olduğundan hüküm giyer ve bir kaç hafta sonra idam edilir.

Bir süre sonra Granouille sütanne Jeanne Bussie tarafından, Saint Merri Manastırına getirilir. Kadın çocuktan kurtulmak istemektedir. Granouille diğer bebeklerden farklıdır, normal bir bebek gibi kokmamaktadır. Daha doğrusu hiç kokmamaktadır. Sütanne çocuğun içinde şeytan olduğunu söyleyerek bebeği Papaz Terrier’ye bırakır. Bebeğin kokmadığını anlayan ve sütannenin söylediklerine inanmaya başlayan Peder de çocuktan kurtulmak ister. Papaz Terrier çocuğu Madam Galliard adında bir sütanneye verir ve bir yıllık ücreti de peşin öder.

Granouille artık Madam Galliard’ın evinde büyümektedir. Granouille’yi Madam’ın evinde hiç kimse sevmemektedir, hatta ondan rahatsız olmaktadırlar. Granouille güzel bir çocuk değildir, hatta çirkin bile denebilir. Ancak nefret edilecek kadar kötü veya çirkin bir çocuk da değildir. Granouille tüm insani duygulardan yoksun olarak büyür. Aşk, sevgi, başkalarını düşünmek gibi duygulardan hiçbirine sahip değildir. Granouille’in diğer insanlar gibi kokusu yoktur ama çok iyi koku almaktadır. Hatta kilometrelerce uzaktan bile her kokuyu ayırabilmektedir.

Granouille genç bir çocuk olduğunda bir dericinin yanında çalışmaya başlar. Çok zeki bir çocuk değildir ama çok çalışkandır. En zor işleri bile çok rahat yapabilmektedir. Bir gün patronu tarafından, işlenmiş derileri teslim etmek için bir parfüm dükkanına gönderilir. Burada kokular konusundaki marifetini gösterir. Parfümcü tarafından işe alınmak ister. Parfümcü, çocuğun patronu dericiyi çağırır. İyi bir para karşılığında Granouille’yi dericiden alır. Parfümcü şehrin en iyi parfümcüleri arasındaydı. Ancak son zamanlarda işleri çok iyi gitmiyordu. Çünkü artık iyi kokular üretemiyordu ve iflas etmek üzereydi. Bu arada Granouille’yi iyi bir para karşılığında parfümcüye veren derici, bu karlı alışverişi bir yerde içki içerek kutlar. Fakat sarhoş olmuştur ve evine gitmek isterken nehire düşer ve boğulur.

Granouille parfümcüde çok iyi kokular üretmektedir. Dükkan sahibi tekrar şehrin en ünlü parfümcüsü olmuştur ve çok iyi paralar kazanmaktadır. Bir süre sonra işinden sıkılmaya başlayan Granouille tüm insanların kokularından uzaklaşmak ister. Bu amaçla günlerce süren bir yolculuk yapar ve hiçbir insanın kokusunun olmadığı bir dağa yerleşir. Bu arada Granouille’nin ayrıldığı gün parfümcü ölmüştür.

Granouille insan kokularından uzak olarak dağda tam yedi yıl geçirir. Artık geri dönmeye karar verir. Geri döndüğünde yine kokular üretmeye başlar. Parfümler konusunda sürekli kendini geliştirmekte ve en iyi parfümleri üretmektedir. Amacı dünyanın en iyi kokusunu yaratmaktır. Bu amaçla, genç, güzel ve bakire kızların peşine düşer. Onları öldürmekte ve parfümcülere özel bir yöntemle kokularını almaktadır. Sürekli genç kızların öldürülmesi şehirde korku salmıştır. Şehrin en güzel kızının babası, kızını kurtarmak için başka bir yere gitmeye karar verir ve bir yolculuğa çıkarlar. Fakat Granouille kızın kokusunu alır ve onları konakladıkları yerde bulur. Kızı öldürür ve kokusunu alır. Artık dünyanın en iyi kokusunu üretmiştir.

Fakat bir süre sonra cinayetleri işleyenin Granouille olduğu anlaşılır ve yakalanır. İdam edilecektir. Granouille idam edileceği gün yarattığı kokuyu sürer. İdam edileceği meydana getirilen Granouille kokusuyla kalabalığı büyüler. Granouille’yi melek gibi gören insanlar ondan bir parça almak isterler ama onu paramparça edip öldürürler.

Hiç yorum yok: