Bir Kadın Düşmanı

KİTABIN ADI : BİR KADIN DÜŞMANI
KİTABIN YAZARI : REŞAT NURİ GÜNTEKİN
YAYIN EVİ VE ADRESİ : İNKILAP KİTAP EVİ YAYIN SANAYİ VE TİC. A.Ş.
BASIM YILI : 2000
1.KİTABIN KONUSU : Şımarık bir kızın bir hırs uğruna bir erkeği kendisine aşık etme ve onu yüz üstü bırakma planları.
2.ROMANIN ÖZETİ :

Sara annesiyle İstanbul da yaşayan babası Erzurum da Paşa olan yirmili yaşlarda kültürlü bi okadar da gönül hırsızı bir hanımefendidir.
Sara bir kaç senedir Paşa babasını görmemektedir. O’na devamlı mektuplar yazarak özlemini belirtir. Yanına çok gitmek istesede Erzurumda kış mevsimi çok çetin geçmektedir. Bundan dolayı babası uygun görmez. Yaz mevsimi geldiğinde annesi ile yanına aldıracağını belirtmektedir. Yaz geldiğinde Sara ne kadar da babasının yanına gitmek istiyormuş gibi görünsede O dayısı Rıza beyin kızı Vesime’nin düğününe gitmek istemektedir. Düğün Marmara’nın küçük bir köyündedir. Babasına yazdığı mektuplarda mutlaka geleceğini anlatsada babasını endişelendirecek sıhhati ile ilgili asılsız bilgileri de vermeyi ihmal etmez. Aile doktorunu da ayartarak mühim olmayan ama dinlenmesini gerektiren bir hastalığının olduğunu babasına mektup yazdırarak bildirir. Ama bunlardan görünüşte Sara’nın haberi yoktur. Sara annesini bile kandırmayı başarır. Bu sırrını ve gelişen olayları bir günlük tutarcasına arkadaşı Nermin’e mektup yazarak anlatır. Sara güzel ve eğlenmeyi seven dönemin güzel kızlarındandır.
Paşa babası acı duysada yazdığı mektupta onun gelmesinin uygun olmayacağını bildirir. Yanlızca Erzurum’a annesi gidecektir. Sara babasını kırmadan olayı halletmiştir. Sara dayısının yanına götürecek vapuru beklemeye başlar artık.
Sara’nın dayısı Rıza Bey kasabaya sonradan yerleşmiş olsada kasabanın önde gelen kişilerindendir. Kızı Vesime’yi kasabadan yurt dışında okumuş ziraat mühendisi Remzi Bey ile evlendirecektir. Dayısı damadından çok memnundur. Kızını sakin, efendi ve bir o kadar da beyfendi birisi ile evlendirecektir.
Sara yola çıkmaya hazırdır. Limandan ayrılırken içi kıpır kıpır Nermin’e el sallayarak uzaklaşır. Çok mutludur.Deniz yolculuğu başlar. Vapurda giderlerken kasabaya yaklaştıkları sırada denize batıp çıkan imdat diye bağıran bir adam görürler. Güvertede insanlar bir anda karışır. Herkes tayfalara ve kaptana bağırmakta adamı kurtarmaları için zorlamaktadır. Sara ivedi olarak kaptanın yanına gider. Hiddetle adamı niye kurtarmadıklarını sorar. Fakat kaptan o adamın oralarda kamp yapan sporculardan birisi olduğunu ve hep böyle şakalar yaptığını söyler. Sara bunları duyunca rahatlar.
Vapur limana yanaşır. Herkes Sara’yı görmeye gelmiştir. Sara bu yoğun ilgiye şaşırmış olsada memnuniyetini gizlemez. Kasabada bir anda ünlenmiştir. Dayısı ve damadı Sara’yı eve götürürler. Sara evdekilerle hasret giderir. Hemen düğün hazırlıklarına başlanılır. Damadın bu arada Sara karşı bir ilgisi vardır. Sara bundan rahatsızdır. Biricik kuzeni Vesime’nin mutluluğunu öldürmek istemez ve Remzi beyi uyarır. Bir gece Sara’nın şerefine davet verilir. Davete kamp yapan sporcular da gelir, bir tanesi hariç. O kişi motoruyla davetlilerin önünden olunca hızıyla gider.Bu kaçan kişi vapur denizde giderken boğulma taklidi yapan kişidir. Lakabı Homongolos olan bu kişinin ad Ziya dır.
Homongolos ikna edilir ve bir sonraki gün verilen davete gelir. Suratı bütün ırkların karışımı gibidir. Küstah, bir o kadar ukala ve söylediklerini bilmez bir adamdır özellikle kadınlara karşı. Ufak bir konuda kadınları yerden yere vurmaya başlar. Tam bir kadın düşmanıdır. Sara laflarına bozulsa da belli etmez ve kendi kendine yemin eder; bu adamla uğraşmak için. Bu kadın düşmanını dize getirecektir. Bunun için herşeyi yapacaktır.
Sara Homongolos’a yaklaşmak için herşeyi yapar. Zamanı da azalmıştır. Validesi İstanbul’a dönmek üzeredir ve validesinden önce İstanbul’a dönmesi gereklidir. Sara bu küçük oyunu dayısınn kızlarına ve yengesine anlatır. Onlarda Sara’ya yardımcı olacaklardır.
Sara her fırsatta onunla birlikte olmaya çalışır. Düğün gününde bile onunla uğraşır. Karamsar değildir ama Homongolos pek işaret vermemektedir. Davetlerde bile yanyana gelmeye özen gösterir. Sara’nın hiç bir şüpesi yoktur. Homongolos seviyordur artık. Tek gereken Sara’ya teklif etmesidir. Fakat beklenmedik bir şekilde Homongolos’un bir motor kazasında öldüğü haberi gelir. Kasabaya gelen piyade alayı şerefine bir motorsiklet gösterisi tertiplenir. Homongolos bu tertipte Sara ile gezdikleri bir yerde motorsikletiyle uçurumdan aşağı düşerek parçalanır ve ölür. Sara mezarının başına çiçekler bırakırken yaptığından pişman olmadan onun adına üzülmektedir. Böyle mert ve kuvvetli bir adamın ölümü hiç de inandırıcı değildir.
Bütün gerçekler Homongolos’un ölen arkadaşı Necdet’e yazdığı mektuplarla ortaya çıkar. Savaş zamanı ailesi onu yatılı bir okula terketmiştir. Okuldaki çocuklar buna binbir türlü eziyetler eder. O zaman sevmeyi unutur, kalbini kurutur ve hayatta kalmak için hırçın ve kavgacı bir çocuk olur. Necdet’i de aynı durumdayken işkencenin arasından kurtarır. Necdet Homongolos’un ilk ve tek arkadaşıdır. O’nu çok özlemiştir. Mektubunda Sara’yı başta sevmediğini ama daha sonra ona aşık olduğunu anlatır. Fakat O’na açılmayı düşünürken Sara’nın bir oyun oynadığının farkına varır. Buna rağmen yine de O’nu sevmektedir. Necdet’e mektubunun sonunda yedi-sekiz saat sonra yanında olacağını anlatır. Ve bu süre içinde kaza geçirerek ölür. Aşkı uğruna da olsa gururunu ayaklar altına aldırmaktansa ölmeyi tercih eder.


3.ANA FİKİR: İnsanlara ders vermek amacıyla da olsa onların gururu ile oynamak ve hatta onların hayatlarına mal olacak hatalar yapmak insanlığa sığmayacak bir durumdur. Küçük hesaplar uğruna sonucu tahmin edemediğimiz davranışlarda bulunmamalıyız.

4. Kitaptaki Olaylar ve Şahısların Değerlendirilmesi:

Sara: Yirmili yaşlarında İstanbul da büyümüş Paşa kızıdır. Güzel ve alımlıdır. Erkekleri kendisine kul etmeyi çok sever. Her zaman kazanan olmam hırsı vardır. Yalanları da cabası…

Homongolos: Gerçek ismi Ziya’dır. Sporcudur. İnsan içine çıkmaktan sıkılan ve konuşmasını bilmeyen bu adam tam bir kadın düşmanıdır. Patavatsız laflarını hiç bir zaman esirgemez. Okul zamanlarında gördüğü eziyetler O’nu bu hale getirmiştir. Ta ki Sara karşısına çıkana kadar.

Paşa Baba : Erzurumda Paşa olarak görev yapan Paşa Baba kızını çok seven O’nu kırmak istemeyen birisidir. Kızı için her şeyi yapabilir.

Rıza Bey : Sara’nın dayısı Rıza bey varlıklı ve bir okadar gönlü de zengin bir adamdır. Marmara’ya sahili olan bir kasaba da hayatına devam etmektedir. Tek isteği kızı Vesime’yi dürüst bir insanla evlendirmektir.

Remzi Bey: Amerika da tahsil görmüş Ziraat Mühendisi olan bu adam Vesime’nin mustakbel koca adayıdır. Biraz saf birisidir. Rıza Bey’in güvenini kazanmıştır. Bir aralar Sara’ya tutulmuş olsa da Sara’nın tavırları ve sözleriyle bu tutkusundan uzaklaşmıştır.

.

5. Kitap Hakkında ki Şahsi Görüş
Kitap Türk Edebiyatının ünlü yazarlarından Reşat Nuri Güntekin tarafından yazıldığı için bile takdire layık görülebilir. Kitapda kişilerin psikolojik durumları çok güzel bir biçimde ele alınmıştır. Olaylar birbirine bağlı olduğundan okuyucu da süreklilik yaratmıştır. Oluşturulan kurgu da takdire layıktır.

6. Yazar Hakkında Bilgi

25 Kasım 1889 tarihinde İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi' ni bitirdi (1912). Bursa' da başladığı (1913) öğretmenlik hayatına çeşitli okullarda devam etti. Milli Eğitim müfettişi (1931), Çanakkale milletvekili (1933-43), Paris Kültür Ateşesi ve emekli (1954) oldu, kanser tedavisi için gittiği Londra' da öldü. İstanbul' da Karacaahmet Mezarlığı'nda gömülü. Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, ilk eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917' de basılan Reşat Nuri, 1918' de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 1918/19; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu. Çalıkuşu' nun Vakit gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı. Çok hareketli bir eser olan Çalıkuşu' nda Anadolu, ilk idealist ve aydın kızı Feride' ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi. Bu roman az okumuş ve aydın, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı. Reşat Nuri' nin hemen bütün romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, tip, çeşitli problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür. Romanlarında sosyal ve hissi konuları işleyen yazar, küçük hikayelerinde bunların yanına mizahı da ekledi Yazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış tüm eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesi hikaye kitabı. Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar. 7 Aralık 1956'da İstanbul'da öldü.

38 yorum:

Adsız dedi ki...

cok karısık yazmıssınız yok zıya pasa oldu dıyosunuz sonrada sara ile olduler dıyosnuz

Adsız dedi ki...

evet bencede biraz karışık

Adsız dedi ki...

valla bize türkçe hocamız yazılıda sormasa bu karışıklığa gelemem

Adsız dedi ki...

bencede öyle.....

buse dedi ki...

Kitabi okuyin o zaman gayet acik ve net sara kadin dusmani olan ziyayi elde etmek icin ugrasiyo ziya saraya asik oluyo ama oyun oynadiigini anliyo ve gururunu ayaklar altina almamak icin kaza yaparak oluyo...

Adsız dedi ki...

bu özete karışık diyenlerin bence anlama kıtlıkları var onlara bir soru soruyorum siz hiç hayatınızda kitap okudunuz mu? ya da okuduğunuz kitabı anlamaya çalıştınız mı?

stardogan dedi ki...

karışık

Adsız dedi ki...

bence hiç de karmaşık bir hikaye değil

ayca dedi ki...

çook teşekkürler çok yardım ettiniz kitabı okudum ama cümleleri toparlamam lazımdı bu yüzden çok yardımınız dokundu.karmaşık diyenleride anlamıyorum kitabı okumadan direk özetine bakarlarsa olacağı bu

Unknown dedi ki...

Bu kitap benim hayatımda okuduğum en iyi eser HOMONGOLOS'U HİÇ UNUTMAYACAĞIM..

Unknown dedi ki...

HARBİDEN bu kitap beni çok duygulandırmıştı .. HOMONGOLOS'u hiç unutmayacağım..

Unknown dedi ki...

tebrik etmek lazım bu kadar açık ve net bir kitabı karmaşık bulmak ilginç doğrusu. Klasik bir Reşat Nuri eseri olmuş. Bitirince bir şeyler kazandığını hissediyor insan.

kitaplık dedi ki...

Bence süper bir kitap tabi anlayana.

Adsız dedi ki...

idare eder

Adsız dedi ki...

ya benim bunun özetini çıkarmam lazım bu benim türke proje ödewim bunu yazsam hoca anlarmı acaba

Adsız dedi ki...

kitabın özeti karışık değil. gayet güzel özetlenmiş. Sanırım hiçbir şeyden memnun olmayan nesil, önlerine konan hazır bir şeyi beğenmiyorlar. Bir zahmet oturun da okuyun. Ayrıca sizin cümlelerinizi bilen bir öğretmen sizin yazmadığınızı anlar.

Adsız dedi ki...

kitabını aradım ama bulamadım mecbur burdan okucaz

Adsız dedi ki...

ziyanın neden kadınlara karşı bir nefreti bir düşmalığı var ve romanın sonunda sara kimseyle evlenebiliyor mu?

Adsız dedi ki...

Ziya çirkin bi adam çocukluğunda ona kötü davranıldığı için kendisi de kaba bir adam olmayı kendini müdafaa edebilir biri olmayı öğreniyor çirkin biri olduğu için kadınlara bile bakamıyor bu kadınlar bu kadar çirkin biri tarafından bakılmayı hak etmiyor diye zamanla kadınları sevmemeyi öğreniyor hatta hayatında hiçbir kadını sevmiyor da öyle bir öğreniyor ki kadınları sevmemeyi adeta nefret ediyor onlardan. Ve hayır Sara kimse ile evlenmiyor kitabın sonunda homolongos un ölmesinden iki gün sonra arkadaşı nermin e yazdığı bi mektup ile bitiyor sara nın bölümü

Büşra dedi ki...

bence gayet de anlaşılıırr çok güzel teşekür ederiizzz

Adsız dedi ki...

gayet de açık beğenmeyen bakmasın burdan

Adsız dedi ki...

HAYATIMDA OKUDUĞUM EM GUZEL KITAPLARDAN BIRI AMA HOMONGOLOS ÖLMEK ZORUNDAMIYDI. SABAHTIR AGLAMAKTAN CANIM ÇIKTI:.... (((((((

Adsız dedi ki...

Dame de sion dan gelen varmi gencler

aylin dedi ki...

Hiçte karışık değil gayet özlü ve güzel bir özet olmuş teşekkürler

Adsız dedi ki...

Cok uzun

Adsız dedi ki...

Homongolos çok iyi bir sporcu, yanız biraz çirkin sayılabilecek biri olduğunu kendisi de bilmektedir.kadınların kendisini beğenmediğini bildiğinden bu ezikliği kapatmak için, kadınları umursamaz tavır takınır.onlara değer vermez önemsemez görünerek kendinin bu yönde ki ilgi yoksunluğunu gizlemek istemektedir. Sara Homongolos un bu tavrından kendi güzelliğimden etkilenmediğini sanarak değersizleştiridiğini sanır. kendine aşık etmeye karar verir.oyununu bu amaçla oynar.sonun da homongolos aşık olur.ama bunu belli edemez, çünkü Sara çok güzeldir. böyle güzel bir kızın aşkına karşılık vermesi mümkün değildir.çirkinliğinden dolayı aşağılanarak reddedileceğini, gururunun kırılacağını bilir. ama aşık olmuştur,bu hayatı böyle yaması ızdırap verir.Motorsiklet yarışında intihar ettiği, sonradan arkadaşı Necdet e yazdığı mektupda " yarın bir kaza olacak" sözünden anlaşılır.

Adsız dedi ki...

Homongolos😭😭😭

Unknown dedi ki...

Yorum cok güzel hazirlanmiş .ellerinize sağlik

Adsız dedi ki...

orta okuldayken (1964) resim öğretmenimiz bu kitabı bana hediye etmişti. o zaman çok etkilenmiştim. çok duygusaldı...

Unknown dedi ki...

şuana kadar karşılaştığım en güzel romanlar içerisinde olmaya layık bir kitap. Kesinlikle bir karmaşıklık söz konusu bile değil bir adamın küçükken sevgisiz büyümesi sonucu insanlara karşı kaba olması ve Sara'nın onu kendine aşık etmesiyle tekrar sevilmek kelimesini anlamış olması ama Sara'nın aslında oyun oynadığını anlamasına rağmen ona olan aşkının devam etmesi. Ama psikolojik olarak bir çöküntü yaşadığı için bu da bir şekilde kaza yapmasına sebep oluyor. Anlatabildim mi tam emin değilim ama bence kesinlikle okuyup ders alınması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. :)

Adsız dedi ki...

çok acıklı ve çok güzel anlamayanların kıtlıkları var herhalde kitbı okusunlar

Unknown dedi ki...

Kitap okumak, okuduğunu anlamak herkese göre bir iş değildir...
Eser fevkalade güzel.Duygulanmamak elde değildi. Çok beğendim.
Türk Edebiyatının kuşkusuz en iyilerindendir Reşat Nuri...

Adsız dedi ki...

bence hiç karışık değil ve kitap çok güzelll

Adsız dedi ki...

Kitabın sonunda bi` ben ağlamadım galiba
Ama yinede üzdü.. :(

Adsız dedi ki...

Bence garipppppppppppppp

Unknown dedi ki...

Çok teşekkür ederim hocalarım da tam olarak böyle istiyor anlamadım diyenler kitap okumayı sevmiyordur ve sırf ödevini yapmak için gelmişlerdir aslında tam olmuş

ÇOOK TEŞEKKÜRLER HAKKINIZI HELAL EDİN
SINAVDAN YÜKSEK ALACAĞIM

Helin dedi ki...

Bence karışık değil ve çook güzel bir eser

Adsız dedi ki...

Bir kadın Düşmanı, Reşat Nuri'nin gerçekçi karakter tahlilleri ve hayata dair tespitlerini içeren bir romandır. Homongolos o kadar çirkindir ki ailesi bile kendisini görmemek için yatılı okula verir. Necdet dışında hiç arkadaşı olmaz. Kendisini spora verir. Bir boks maçında rakibini döverken sırf çirkin olduğu için seyircinin kendisini yuhaladığını görünce sporu da bırakır ve insanlara karşı tüm ümidini kaybeder.

Sara ise Homongolos'un kendisine ilgi göstermemesini güzelliğine bir isyan olarak algılar ve onunla oyun oynamaya karar verir. Homongolos Sara'ya aşık olur. Acaba biri beni sevebilir mi diye düşünürken oyuna getirildiğini anlayınca intihar eder.