Bugünün Saraylısı

KİTABIN ADI Bugünün Saraylısı
KİTABIN YAZARI Refik Halit KARAY
YAYINEVİ VE ADRESİ İnkılâp Kitabevi Ankara Cad. No:95 İstanbul
BASIM YILI 1985

1.KİTABIN KONUSU:
Taşradan,biraz uzak akrabası olan;fakat kendisine “dayı” dediği kişinin İstanbul’daki evine kalmaya gelen kasabalı kız Ayşen’in bol para ile İstanbul’un sosyetesi içinde bir anda değişen yaşamı kendisine aşık olan kişilerle olan ilişkileri ve beraber yaşadığı ailedeki değişmeler çerçevesinde anlatılmaktadır.

2.KİTABIN ÖZETİ:
İstanbul’un mütevazi bir semti olan Gedikpaşa’da ailesiyle yaşayan Ata Bey,Sedefinciler adlı şirkette ambar memurudur.Bir gün kaçakçılıkla meşgul olan uzaktan bir akrabası sayılabilecek Yaşar kızını İstanbul’a bir müddet kendilerinde kalması için yollar.Taşralı genç kız Ayşen’in gelmesine muhalefet olan aile fertleri getirdiği hediyelerden hoşnut olmuştur.İlk günlerde Ayşen’e İstanbul’u gezdirirler; sinema,tiyatro…Ayşen’in gelmesine başta muhalefet olan aile fertleri taşralı kızla gelen zenginlik yüzünden Ayşen’e yakınlaşır.Ata Bey’in evine kürkler, mantolar girmeye başlar ve avde yenilikler olur.Artık herkes zenginliğin tadını almaya başlamıştır ve onu bırakmak istemezler.Florya sahili’nde deniz keyfi yaparlar.Ayşen herkesi büyüleyecek kadar güzeldir ve herkes rüzgarından etkilenir. Nitekim plajda da rüzgarına kapılanlardan biri Ata Bey’in patronunun oğlu Rüştü’dür.O vakit kardeşiyle plajda bulunan Rüştü daha önce bir yakınlığı olmayan Aya Bey’le samimi oluverir.Ayşen sayesinde yakında İstanbul’a yerleşeceklerini bildiren Ayşen’in babası Yaşar ise Ata Bey’in ailesinde bambaşka bir heyecan yaratmıştır.Aile artık bu zenginlik aleminin kapladığı hayal denizinde yüzmektedir. Damadı Atıf’ın bile;Ata Bey’in kızı Feride ile evli olmasına rağmen Ayşen’de gözü vardır.Bir vakit sonra Taksim’de meydana bakan lüks bir apartmandan bir daire tutarlar;fakat Yaşar işleri yüzünden İstanbul’a yerleşemez.Eski evlerini kızıyla damadına bırakan Ata Bey ile karısı Üftade Hanım artık apartman hayatı sürmeye başlarlar.Bu arada zenginlik ve sosyete içindeki lüks yaşam iyice oturmuş,alışılmış bir hal almıştır.Üftade Hanım bu yaşama ayak uyduramayıp bütün bu zenginliklerin gidebileceği korkusuyla bu sosyete alemine yaklaşmaz;hatta eski evde günlerini geçirirken o alem ile evi de Ayşen ile dayısına bırakır.Ata Bey,Ayşen ile en lüks restaurantlarda yemek yer,en lüks davetlere katılır,sosyete mekanlarından alışveriş yapar…Fakat bu arada Ayşen’in rüzgarına kapılanlar artmıştır.Rüştü’den sonra Amerikan elçiliğinde memur olan Mr.Thomas da Ayşen’e kapılmıştır.Bu arada Rüştü,Ata Bey’e daha da yakınlaşmış ve beraber davetlere,yemeklere gitmeye başlamıştır.Tabi amacı Ayşen’le beraber olmaktır.Ata Bey ambar memurluğundan rahat bir işe kaydırılır.Bu arada Ata Bey’in damadı da memuriyetten ayrılmış ve ticarete atılarak çok paralar kazanmaya başlamıştır.Bu da Ayşen sayesinde olmuştur.Yine Ayşen’e tutulanlar arasında konsolosumuz Faruk Senai de boy göstermeye başlamıştır.Herkes gibi O da Ayşen’I elde etmek için kurlar yapar,türlü türlü lütuflar eder.Ayşen ise sosyeteyi tam anlamıyla öğrenmiş artık içinden biri olmuştur.Sanki içindeki saklı duygularını tatmin etmek istercesine herkese ümit verip peşinden koşturmaktan ayrı bir haz duyar,kendini ağırdan satmasını bilir.Tek ve en yakın dert yoldaşı ise çok sevdiği dayısıdır.İkisinin birbirine karşı çok farklı bir yakınlaşması vardır.Ayşen’in tutkunları Ayşen’in peşini bırakmayıp daha bir iddialı yaklaştıklarından Ayşen’in üzerindeki baskı iyice artmıştır ve artık kendisi ne yapacağını bilemeyecek durumdadır.Bir akşam Dolmabahçe Sarayı’ndaki davette Ata Bey’in mantosu bir başkasınınkiyle karışır ve gazeteye ilan verirler.Nitekim ilgili kişi bir gün evlerine gelir.Bu,Reveyha Paşa adında bir Mısır prensidir.O vakit Reveyha Paşa da Ayşen’in rüzgarına kapılanlar arasında yer alır.Kimi seçeceğini düşünme aşamasındaki Ayşen Reveyha Paşa ‘da karar kılar.Diğer bütün tutkunlarını atlatmayı başarır ve Reveyha Paşa ile yurt dışında evlenirler.Artık Ayşen Mısır hanedanındandır.Geride kalbi kırık birçok kişiyi bırakır.İşin garibi Ata Bey de kendisini sevmektedir,anlamıştır artık. Ayşen zenginlikler içerisinde mutlu bir hayat sürer.Bir gün Taksim Meydanı’nda kalbi Ayşen sevgisiyle dolu biri işlek caddeye adımını atar eski apartmanda hayalindeki Ayşen’e el sallayarak.Ve o bu kişinin son el sallayışı olur;Ata Bey’in…

3.ANA FİKİR:
Zenginlik insanların yaşamlarını,ilişkilerini;hatta kişiliklerini değiştirebilir;fakat insanoğlunun kalbinde saklı olan sevgiyi etkilemez,değiştiremez ve onu zenginlik dahil seven bir kalp dışında hiçbir şey dolduramaz.

4.KİTAPTAKİ OLAY VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Ata Bey:Geleneklerine düşkün bir insan olan Ata Bey ağırbaşlı ve sevgi doludur.Ayşen’in dayısıdır.
Ayşen:Lükse ve zenginliğe düşkün,kendini beğendirmekten haz duyan,çok alımlı ve son derece güzel,büyük hayalleri olan bir kızdır.
Üftade:Ata Bey’in karısı olan Üftade,kaygılı,heyecanlı,hayatında ilk kez karşılaştığı zenginlik karşısında büyülenmiş;fakat sosyeteyle ilgilenmeyen birisidir.
Feride:Ata Bey ile Üftade Hanım’ın kızı olan Feride,kendi halinde,zenginliği seven;fakat hayaller aleminde kaybolmadan gezmeyi bilen,sabırlı bir kadındır.
Atıf:Feride’nin kocası olan Atıf,kendi çapında hayalleri olan,çapkın;kadınlara düşkün birisidir.
Rüştü:Ata Bey’in patronunun oğlu olan Rüştü,kadınlara düşkün,sosyetenin içinde yaşayan ve amacına ulaşmak için her şeyi göze alabilecek bir karakterdedir.

5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Refik Halit Karay’ın yoksul bir ailenin zenginlik ile değişen hayatını ve sosyetenin içinde bulunduğu durumu anlatan bu kitabı okuyucuyu zevkle okurken gelişen olaylar karşısında düşündürürken bazı durumlarda derin bir kaygı içerisine sürüklemektedir.

6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
1888 yılında Beylerbeyi’nde doğan yazarımız Galatasaray Sultanisi ve Mektep - i Hukuk’ta okumuş Meşrutiyet yıllarında gazeteciliğe başlamıştır.Kısa sürede üne kavuşmuş,Fecr– i ve siyasal yazıları sonucu İttihat ve Terakki hükümetince Anadolu’nun çeşitli illerinde beş yıl sürgüne gönderilmiş,ancak 1.Dünya Savaşı’nın son yılı İstanbul’a dönebilmiştir.Yazarımızı 1965 yılında İstanbul’da ölmüştür.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Harika bir özet. Elinize sağlık. Yalnız, romanın yazarı Refik Halit KARAY'ın doğum tarihi 1888 olarak değiştirilebilir mi?

Adsız dedi ki...

Tarih düzeltildi.