Ankara

KİTABIN ADI :ANKARA
KİTABIN YAZARI :YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
YAYIN EVİ ve ADRESİ:İLETİŞİM YAYINLARI CAĞALOĞLU/İSTANBUL
BASIM TARİHİ :6.BASIM 1983
KİTABIN KONUSU :YAZARIN ÖZLEDİĞİ;ÖZLEMİNİ ÇEKTİĞİ GELECEĞİN ANKARA’SI DOLAYISIYLA TÜRKİYE’SİDİR.
KİTABIN ÖZETİ:
Ankara romanı üç bölümden oluşur;
Birinci bölüm : Sakarya savaşı öncesi ( 1922’ye kadar ).
İkinci bölüm : Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllar ( 1926’ya kadar ).
Üçüncü bölüm : Cumhuriyet sonrasının 14 ve 20. Yılları (1937-1943’e kadar ).
Birinci bölüm: Kurtuluş Zaferi ile sonuçlanan, savaş yıllarındaki Ankara’yı kısa hatlarla açıklar. Romanın kahramanı olan Selma Hanım hayatını bu üç bölümde üç ayrı erkekle geçirir. Milli mücadele yıllarında bir banka şefinin karısı, yerli bir Ankaralı olan Sungurluzade Ömer Efendi’nin kiracısıdır. Kocası Nazif’le Ankara’nın yabancısıdır. İstanbullu hanım için Ankara’da hayat tek düze ve sıkıcıdır, yoksulluklarla doludur. Ev sahipleri ile birlikte gündelik ev işleri ile meşgul olur. Boş zamanlarında Hatçe Hanım ve Halime Hanım ile sohbet eder. Bu sohbetlerinde gündelik Ankara hayatını tüm çıplaklığı ile gözler önüne serer. Daha sonraları Nazif Bey’in vekil arkadaşı Murat Beyle tanışırlar. Murat Beyler’le aile ortamı içerisinde karşılıklı davetlerde bulunurlar. Bu sırada binbaşı Hakkı Beyle de tanışırlar. Hakkı Beyle birlikte Etlik’te gezintiye çıkarlar. Bu dönemlerde Hakkı Beyin milli mücadele ruhu ve azmi kendisini fazlasıyla etkiler. Hakkı Bey artık Selma Hanım için muzaffer bir kumandan, muhterem bir kahramandır. Bütün ümitlerin zafer’e bağlandığı, başka hiçbir şeyin ehemmiyetli olmadığı bu devirde, herkesin mütevazı bir hayatı vardır. Yalnız kocası Nazif Bey’in milli davaya bir erkekten beklediği heyecan ve alaka ile bağlanmadığını gören Selma Hanım yavaş yavaş kocası Nazif Beyden kopmaya başlar. Erkân-ı Harp Binbaşı’sının fikir ve hareketlerine yakınlık duyar. Birinci bölüm Selma Hanım’ın binbaşının cazibesine kendisini kaptırdığı bir zamanda sonuçlanır.
İkinci bölüm: Selma Hanım Nazif Bey’den boşanır. Bu bölüm zaferden sonraki Ankara’dır. Selma Hanım eski binbaşı emekli Miralay Hakkı Bey’in karısıdır. Ancak koşullar değişir değişen koşullar Cumhuriyet öncesinin kişilerini de değiştirir. Hakkı Bey ordudan, Murat Bey vekillikten ayrılır. Artık bu iki insan yeni türeyen bir sınıfın üyesidirler. Vurguncu harp zengini şirket meclisi idarelerinde dolaşan, ecnebi gruplarla komisyon işleri yapmaya çalışan Hakkı Beyin yeni yüzüyle karşılaşırız. Hakkı Bey milli idealleri bir tarafa bırakmış, maddi refah içerisinde sadece kendi hesabına çalışan, son derece alafrangalaşan Yenişehir garplılığı, batılı hayat tarzının kötü yanlarını alır. Bu zümreye göre artık halkçılık diye bir dava kalmamıştır. Selma Hanım bir süs çiçeği, bir zevk aleti gibi kısır ve avare yaşayıp gider. Her şey kendi dar çevrelerinden kendi acayip zevklerinden ibarettir. Her gece çay partileri ve balolar düzenlenir ecnebi iş adamlarıyla dans edilir. Eğlenceler tertiplenir. Bu bölümde halk ile bu zümre arasında nasıl doldurulmaz bir uçurum açıldığını, inkılabı böyle anlayanları, hep kendi lehlerine çekenlerin eleştirisi yer alır. Selma Hanım asıl halka lakayt kalıp acayip bir hayatın egoist zevklerine dalan yeni kocasından da uzaklaşır. Bu sırada muharrir olan Neşet Sabit genç kadını görmek için onların bazı alemlerine iştirak eder. Selma Hanım bu hayatın acılarını onunla paylaşır. Bu hayatın zavallı yüreğinde büyük ıstıraplar yarattığını, bu çıkmaz yoldan biran önce kendini söküp atmakla, kökten tedavi olmak gerektiğini anlar. Binbaşı Hakkı Bey’den boşanır. Bundan sonraki hayatında toplumsal hizmetlerin en değerlisi olan öğretmenlik görevine atılır.
Üçüncü bölüm: Yazarın hayalindeki Ankara’dır. Yazarın bu hayali Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Dönümü Bayramıyla başlar. Gazi Mustafa Kemal’in Türk milletine hitabesi, bir devir başlangıcının, bir yeni sabahın ilk işareti gibi olur. Türk milleti ilim, imar, iktisat, güzel sanatlar sahasında büyük bir gelişme içerisindedir artık Ankara’nın çehresi değişir. Yeni stadyumlar, yeşil çimenli sahalar, büyük fabrikalar, büyük binalar , alaca halk yığınları ve coşkuyla kutlanan büyük bir bayram... Selma Hanım basına ayrılmış iskemlelerin birinde dinlenir. Bundan sonra egoist bir zümrenin zevkine ve menfaatine karşı şiddetli matbuat hücumu başlar. Tiyatro, şiir, edebiyat, karikatür, musiki, hep bize yeni hayatı söyler. Halk evleri, Toplumsal Mükellefiyet Teşkilatı yeni hayatın odakları olur. Selma Hanım Neşet Sabit’le evlenir, bu iki insan yeni hayatın imar ve inşasında elele vererek büyük bir aşkla çalışır, yeni değerleri halk yığınlarına götürürler. Harf İnkılabı, Tarih Cemiyeti, Yüksek İktisat Enstitüsü, Halk Evleri gibi daha bir çok alanda büyük atılımlar, büyük yenilikler gerçekleşir. Selma Hanım ve Neşet Sabit bu on yıl boyunca mutlu bir evlilik yaşarlar. Fırsat buldukça Anadolu’nun muhtelif yerlerine seyahat eder, bu seyahatlerinde gördükleri yerlerin yeni çehresiyle karşılaşırlar. Anadolu toprağı, suyu, kırı, bayırı, dağı, taşıyla eşsiz güzelliğiyle cennetten bir parça gibi tasavvur ederler, bundan doyumsuz bir haz alırlar. Hele Pınarbaşı’nda düzenledikleri eğlencelerde halk ezgileri ve türküleri çalınır söylenir, sabaha kadar hoşça vakit geçirirler. Roman yazarın bu tasavvuruyla son bulur.
KİTABIN ANAFİKRİ: Vatanını ve milletini herşeyin üstünde tutan insanlar her ne koşullar altında olsalar bile kendi duygularının esiri olmaz , kendi gaye ve emellerinden vazgeçmezler.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Selma Hanım:İyi bir öğrenim görmüş haksızlıklara boyun eğmeyen ,vatan sevgisi uğrunda oradan oraya koşan; hep birşeyler arayan ,aradığını bulamayan;azimli ve hoş görülü , halden anlar, olgun bir kişidir.
Nazif Bey:İyi bir öğrenim görmüş banka şefidir. Sessiz sedasız, vatanından çok canını seven kişidir.
Binbaşı Hakkı Bey :Milli mücadele yıllarında atılgan ve yiğit bir askerdir.Milli mücadele bitince tavır ve hareketlerinde değişmeler olur.Milli mücadele vurguncusudur,sömürücüdür,vurdum duymaz biridir.
Neşet Sabit Bey:İyi bir öğrenim görmüş,genç bir yazardır.Milli mücadelenin yanında yer almış,gönülden desteklemiş,inkılabın yanıbaşında canla başla çalışan ; sorumluluğunu bilir; azimli,hoşgörülü halden anlayan bir kişidir.
Murat Bey:Kendisi Anadolu’nun bağrında yetişmiş,milli mücadelenin yanında yer almış,tutucu,kendi çıkarlarını herşeyin üstünde tutan bir insandır,Milli mücadele vurguncusudur.Milli mücadele sonunda zengin olmuş, harvurup harman savuran bir kişidir.Ailesi ile Avrupa’ya kaçmıştır.
Ömer Efendi ve Ailesi:Kültür düzeyleri düşük insanlardır.Kendilerin ayıp saydıkları şeyleri başkaları yaparsa ayıp sayarlar.Kendileri yaparsa olağan karşılarlar.Tutucudurlar.İş hayatında başarıdırlar.
Yıldız Hanım:Tiyatro sanatçısıdır.
Şeyh Emin:Dindardır,tutucudur.
ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Akıcı ve yalın bir anlatımla konuyu ele alan yazar;anlatıma güç kazandırmak için betimlemelerde bulunarak romanın zevkle okunmasını sağlamıştır.
YAZAR HAKKINDA BİLGİ :
Yakup Kadri Karaosmanoğlu(27.3.1889-13.12.1974)
Yazarımız; 27.3.1889 yılında Kahire’de doğmuştur.Yazı hayatına Fecriati topluluğunda romantik-realist hikaye ve mensur şiirle başlayan(1909); deneme,makale,oyun,monografi ve anı türlerinde eserler bırakmış olan Yakup Kadri, yaygın şöhretini romanlarıyla sağladı.Ölümünde Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı bulunuyordu.Cenazesi İstanbul’a getirildi,Beşiktaş’ta Yahya Efendi Mezarlığı’na gömüldü.
ESERLERİ
Hikaye Kitapları; Nesir ve Yazıları
Bir Serencam(1913) Erenlerin Bağından(1022)
Milli Savaş Hikayeleri(1947) Kadınlık ve Kadınlarımız(1923)
Hikayeler(1985) Ergenekon(1929)
Romanları; Okun Ucundan(1940)
Kiralık Konak(1922) Alp Dağlarınan ve Miss Chalfrin’
Nur Baba(1922) in Albümünden(1942)
Hüküm Gecesi(1927) Monografi;
Sadom ve Gomore(1928) Ahmet Haşim(1934)
Yaban(1932) Atatürk(1946)
Ankara (1934) Anı;
Bir Sürgün(1937) Anamın Kitabı(1957)
Panorama(1953/54) Vatan Yolunda(1958)
Hep O Şarkı(1956) Gençlik ve Edebiyet Hatıraları(1969)
Oyun; Zoraki Diplomat(1955)
Tiyatro Eserleri(1984) Politika 45 Yıl(1968)

Hiç yorum yok: